4 Kasım 2011 Cuma

Ah panik yapma lütfen... Buradayım.

Sevgili Gks meraklanmış, Ali Bey desen o da öyle. Neredeyim merak içindeler. Şöyle söyleyeyim, iyiyim. Tam bir kış keyfi içindeyim. Aksayan şeyler de var elbet, mesela merkezi ısınma sistemimizdeki köklü değişiklikler hayatımızı bir odaya endeksledi. Elektrikli bir sobamız var, doğalgaz bağlanana kadar onun gözünün içine bakıyoruz. Pirinç yavrum battaniyelerin arasında sürekli.

Bu arada abim iyi. Bir başka nöbeti olmadı. İlaca devam. Ben psikolog ile görüşmelere devam ediyorum. Sanki pek bir şey değişmedi henüz. Farkında değilim. Ama görüşmelerden keyifli ayrılıyorum.

Bu arada sigara ile aramıza koymak istediğimiz mesafeyi nihayet bugünlerde başarabildik. Ben çok kararlıyım. Tüm yoksunluk nöbetlerini şimdiye kadar başarı ile kışkışladım. Ben bile bu kadar uzun zamandır nikotinsiz kaldığıma şaşırıyorum. Kendisi ile 95 yılından bu yana olan birlikteliğimize ilk ciddi darbe oldu bu. Önceleri denemeler var ama bu kadar başarılı olanı yoktu. Keyifliyim.

Öyle tatsız şeyler yok hayatımızda. Akşamları sığındığımız çalışma odamız, kitaplarımız (ben Karamazov Kardeşler'e devam ediyorum, Oğuz Adalet Ağaoğlu'nun Ölmeye Yatmak kitabına başladı bayıldı) elbette sobanın yanında Pirinç, ah o küçük odada kurutmaya çalıştığımız çamaşırlarımız, çalışma masasında kendisine yer bulmuş elektrikli çaydanlığımız, kendi elceğizlerimle yaptığım kurabiyelerimiz, camda buhar, içimizde sevinç...