21 Mayıs 2014 Çarşamba

Üzerine titrediğin bir şey bir bakmışsın pula dönmüş, kum olmuş, fırtına çıkmış da havada uçuşuyor. Yok artık diyorsun oturduğun yerden, bu gerçek olamaz, ben bu kadar emek vermişken, bunlar başıma gelemez, geliyor...

İnsan doğası çok pis. Bugün bunu anladım. Sakınımsız davranıyor, kollarımı olabildiğince açıyorum. Hiyerarşiden mümkün olduğu kadar uzağa düşmeye çabalıyorum, olmuyor. Bitkilerden, kedilerden, güzel hazırlanmış sofralardan, topuksuz ayakkabılardan, düşlerden, düşlerden, düşlerden geçsin şu hayatın yolu, bir de insansızlıktan.

İnsansızlık çoğu zaman iyi. Bir düzeni, bir ahengi yakaladı mı insan bir başına, hiç bırakmasın. Hiç bırakmasın ki, yaralar açılmasın. Yaralar ki bazen kocaman bir oyuk, içki masalarında konuşup durulacak, tabaklar boşalacak, kadehler yarılanacak, buzlar erimiş, oyuklar hep kocaman.

İnsan doğası çok pis. Bugünümün gerçeği bu. Rüzgarlı, güneşli, şiirli bir sabahın bana getirdiği...

20 Mayıs 2014 Salı

Çok sigara içiyorum, kahveyi yanımdan neredeyse hiç eksik etmiyorum, okumalarım çok yarım yamalak, başladığım bir kitabın "Andre Gide- Kadınlar Okulu" başka bir çevirisi var diye elimdekine devam edemiyorum, internetten kitap siparişi vermek yerine bari şuradaki kitapçılardan alayım diyorum, kitapçıya ismini söylüyorum, çevirmeni ile birlikte, çevirmen seçiciliğime yüzünü ekşiltiyor, aradığım kitap yok onda belli, o kitapçı bu kitapçı aranıyorum, bulamayınca canım sıkılıyor, Edirne'nin bu yanını hiç sevmiyorum, okumalar demiştim, okumalar yarım, kahve ve sigara tam, yüzme tastamam, yüzmeyi hiç aksatmıyorum, havuzda malzeme dolabında bulup kullandığımız el paleti vardı, sahibi gelmiş almış, sevinar'la dönüşümlü kullanıyorduk, kollarımız güçlensin diye, internetten el paleti siparişi verdim, hem bana, hem sevinar'a, o siparişi verirken Tahsin Yücel çevirisiyle Kadınlar Okulunu da araya sıkıştırdım, diyeceksin ki neden beklettin bu kadar zaman, her kitap okuyan gibi kitaplıkta okunmayı bekleyen kitaplarım var, dedim ki hem şu önümüzdeki bir sene daha biraz zahmetli geçecek ev kredisi yüzünden, ev ekonomisine katkıda bulunayım, hem de elimdeki stoklarım tükensin, zaten dönüp okumak istediğim ne çok şey var, Calvino okumayı ne çok özlemişim, günler böyle geçerken, noktasız ve hep virgüllü... Yazayım buralara, ölmedim, başıma bu ülkede gelebilecek belalardan biri gelmedi, yaşıyorum...