21 Mayıs 2014 Çarşamba

Üzerine titrediğin bir şey bir bakmışsın pula dönmüş, kum olmuş, fırtına çıkmış da havada uçuşuyor. Yok artık diyorsun oturduğun yerden, bu gerçek olamaz, ben bu kadar emek vermişken, bunlar başıma gelemez, geliyor...

İnsan doğası çok pis. Bugün bunu anladım. Sakınımsız davranıyor, kollarımı olabildiğince açıyorum. Hiyerarşiden mümkün olduğu kadar uzağa düşmeye çabalıyorum, olmuyor. Bitkilerden, kedilerden, güzel hazırlanmış sofralardan, topuksuz ayakkabılardan, düşlerden, düşlerden, düşlerden geçsin şu hayatın yolu, bir de insansızlıktan.

İnsansızlık çoğu zaman iyi. Bir düzeni, bir ahengi yakaladı mı insan bir başına, hiç bırakmasın. Hiç bırakmasın ki, yaralar açılmasın. Yaralar ki bazen kocaman bir oyuk, içki masalarında konuşup durulacak, tabaklar boşalacak, kadehler yarılanacak, buzlar erimiş, oyuklar hep kocaman.

İnsan doğası çok pis. Bugünümün gerçeği bu. Rüzgarlı, güneşli, şiirli bir sabahın bana getirdiği...

5 yorum:

Elisabeth Vogler dedi ki...

canım çello, yazdığını görüp de gelince bunları okumak istemezdim, içim buruldu. senin yazdıklarını ilk okumaya başladığımda sanırım ilkbahardı ve yann tiersen çalardı bloguna girince. hep öyle giriyorum buraya, bu başlığın altında hep bunları bulacakmışım gibi umutla açıyorum. sonra senin sabahları oturduğun çay bahçeleri, banklar gibi yerler görünce "çello gibi, gelip oturmalı sabahın serininde" diyorum. hep bisiklet almak geçince aklıma sen ilişiyorsun sonra.

çello, insanlar ne kadar kötü olursa olsun, sen çok güzelsin. hep öylesin, hep öyleydin. baharsın sen, güzel bir köşesin hiç karşılaşmadığın bir insanın zihninde. bazen yolunda gitmiyor sadece. bazen boğazında düğümlenenler çığlık çığlığa akıyor gözlerinden. çok canımız yandı, çok yandık, çok eksildik. yine de, yine de birbirimiz varız. sen gibiler var. umut değil mi bu, yanılıyor muyum çello, umut bu değil mi?

bahar ol çello. sen hep bahar ol.

aylak kedi

çello çalan kedi dedi ki...

Aylaaaak, bu sayfaya inanmayacaksın ama gezi bisikleti sitesinden geldim, belki kafamın içinde dönüp duran, uçuşan planlarımdan da bahsederim dedim :) bu yıl çadır tatili planlıyoruz, acaba dedim durduk yere, bu sonbahar ve kışı antremanlarla geçirsek de gelecek yaz Oğuz'la bisikletli tatile mi çıksak, hoş olur değil mi? gerçi ben kondisyonluyum, 11 aydır yüzüyorum, Oğuz! ah Oğuz o tabi çok antreman yapması gerek bu yolculuğa çıkabilmek için, ben ki hiç düşmediğim bir kiloya, sağlıklı bir bedene kavuştum, bu formu kaçırmak da istemiyorum :)
Bakma sen benim mızırdanmalarıma, bence zor geçen iki yıl beni biraz hırpaladı, şimdi toparlanmaya çalışıyorum, insanlar ah işte, hep pürüz, sağlıksız...
çok özledim seni, nasıl iyi geldin bilemezsin, kocaman kocaman öpüyorum.

Not: eskiden müzik koyabiliyordum buraya, o listeyi zaman zaman dinliyorum, iyi dedin ben bir ara yeniden ekleyeyim o müzikleri...

heidi dedi ki...

Müziklerini seni çok özledim.

seneryocu2 dedi ki...


Ne güzel ,ne güzel... Arkadaşlık ,dostluk budur işte ! Birbiriyle konuşmasa da iki insan , eğer zihinlerinde dost iseler, arkadaş iseler bu onlara yeter... Değil mi ki uzaklarda bir yerlerde yaşıyor, elini uzatsa yakalayacak bu yeter.

Hatta ölse bile bu gerçek değişmiyor... Gerçekten öyle :2012-2013 yılında 41 yıllık,sabah akşam konuştuğum üç dostumu yitirdim.Ama gelin görün ki sanki onlar hiç bir yere gitmediler.Sanki her an benim hayatımda varlar,her an yaptığım bir işte ,o öyle olmaz böyle olur diye bana müdahale ediyorlar ! Bazen onlara gülümsüyorum,bazen ters cevap veriyorum...

Allah her insana ölümsüz üç-beş dost versin !

çello çalan kedi dedi ki...

Heidim, aslında hep sana uzuun uzun, şöyle keyifle yazmanın hayalini kuruyorum, mektuba başlasam, zaman akıp gitse ben o mektubu yazarken, sonra tabii sana yollasam ve okusan.. neler yaşadığıma, nasıl yaşadığıma dair fikirlerin oluşsa, senin eksikliğini şu son 6 aydır nasıl hissettiğimi şıp diye mektubu okuyunca anlasan.. Arabaya atladığınız gibi, Yunus, Nazım, Nidal, Mahir hepiniz soluğu Edirne'de alsanız:) Ben o mektubu yazmadığım için oluyor bütün bunlar.. Bu gece ve yarın için planlarım var, cuma gecesi ben mektuba durayım olur mu?