Eylül bak ne şahane. Bizim evde kurabiye pişiyorsa, mutfaktaki sarı bezler çamaşır suyuna konuyorsa, B.B. King dinleniyorsa, kitaplar sıraya giriyorsa, yeni yeni şeyler öğreniliyorsa işler yolunda demektir.
Kurabiye;
Bugün pazar olmasına rağmen Oğuz çalıştı, o yokken evi toparladım. Pirinç'in öğle uykusuna bulaştım, Oğuz'un eve gelmeden önce "bir şey lazım mı?" sorusunu önce "yok lazım değil" diye cevapladım, sonra jet hızıyla kararımı değiştirip un, pudra şekeri gibi şeyler ısmarladım. Yemekten sonra ben kurabiye hamurunu hazırlarken Oğuz salondan mutfağa geldi, yüzünde çok hoş bir ifade. Hayat devam ediyor ve biz iyiyiz bakışı... Tarifi Portakal Ağacı'ndan arakladım. Hatice güzel oldu diyorsa, doğrudur.
Pirinç;
Ben bir ara çalışma odasındayken Pirinç de şekerleme yapmakla meşguldü. Dün Sedat Bey ile olan görüşmesi pek iyi geçmedi. İlk defa röntgeni çekildi. Sonuç pek parlak değil. Konuyu geçiyor, düşünmüyor, geriye kalan zamanı en mutlu, en sevgi dolu, en oyuncu şekilde değerlendirmenin yollarını arıyoruz.
Huzur;
Bu fotoğrafın kalbinde Pirinç var. Arkada ona eşlik eden B.B King var. Işık odayı dolduruyor. Ben ne yapıyorum? Rally oynuyorum. Kahve içiyorum. Zihnimin içindeki döküntüleri serbest bırakıyorum. Eylül'e güzellemeler diziyorum, sonbahara karışmayı istiyorum.
Fotoğrafta eksik olan şey, Oğuzum. Boş olan koltuk onun. Gitarı onu bekliyor.