16 Eylül 2012 Pazar

Sonbahar'a övgü

Oğuz'la tanıştığımız dönemlerde yazı sevmiyordum, sonra şöyle bir aramızdaki bu mesafeyi kapatır gibi oldum ama geldiğimiz nokta yine aynı. Yazın beni dönüştürdüğü şeyden hoşlanmıyorum. İzlemediğim dizilerin tatilde olmasından, okulların derse devam etmiyor oluşundan, hayatın duruyor gibi görünerek göz boyamasından hoşlanmıyorum.

Eylül bak ne şahane. Bizim evde kurabiye pişiyorsa, mutfaktaki sarı bezler çamaşır suyuna konuyorsa, B.B. King dinleniyorsa, kitaplar sıraya giriyorsa, yeni yeni şeyler öğreniliyorsa işler yolunda demektir.

Kurabiye;
 
Bugün pazar olmasına rağmen Oğuz çalıştı, o yokken evi toparladım. Pirinç'in öğle uykusuna bulaştım, Oğuz'un eve gelmeden önce "bir şey lazım mı?" sorusunu önce "yok lazım değil" diye cevapladım, sonra jet hızıyla kararımı değiştirip un, pudra şekeri gibi şeyler ısmarladım. Yemekten sonra ben kurabiye hamurunu hazırlarken Oğuz salondan mutfağa geldi, yüzünde çok hoş bir ifade. Hayat devam ediyor ve biz iyiyiz bakışı... Tarifi Portakal Ağacı'ndan arakladım. Hatice güzel oldu diyorsa, doğrudur.
 
Pirinç;
 
Ben bir ara çalışma odasındayken Pirinç de şekerleme yapmakla meşguldü. Dün Sedat Bey ile olan görüşmesi pek iyi geçmedi. İlk defa röntgeni çekildi. Sonuç pek parlak değil. Konuyu geçiyor, düşünmüyor, geriye kalan zamanı en mutlu, en sevgi dolu, en oyuncu şekilde değerlendirmenin yollarını arıyoruz.
 

Huzur;

Bu fotoğrafın kalbinde Pirinç var. Arkada ona eşlik eden B.B King var. Işık odayı dolduruyor. Ben ne yapıyorum? Rally oynuyorum. Kahve içiyorum. Zihnimin içindeki döküntüleri serbest bırakıyorum. Eylül'e güzellemeler diziyorum, sonbahara karışmayı istiyorum.


Fotoğrafta eksik olan şey, Oğuzum. Boş olan koltuk onun. Gitarı onu bekliyor.

2 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

işler yolundaysa daha ne olsun! üstelik fırından güzel kokular da evi sarmıştır. hatta yarısını yemişinizdir :)
ben de hafif bir stres altındayım. yarın okulların açılmasıyla benim için yaz resmen bitti demektir. yazı severim halbuki :(

Ayça Yaşıt dedi ki...

Sevgili çello çalan kedi,

Şimdi yeniden tanışmış ve tanıştığıma çok sevinmiş oldum. Bunu yazdıklarınla sıkça yaşıyorum oysa. Eylül yazın boğucu, baskın havasını tatlı bir şarkıyla yumuşatır hep. Damarlarımın aldığı şekil bile rahatsız ediyor yazın. Hava soğur hıdırellez ateşi yakarız yine, sen orada, ben burada ki aslında yan yana, atlarız üstünden.

Yazan ellerine gülücük.
Pirinç ve Oğuz'a selamlar.