30 Ağustos 2010 Pazartesi

Ağustos filmleri






11 yorum:

gri kent sakini dedi ki...

Arkadaşım Tilki ,fotoğrafları ile hikayesi ile harika bir film ,Doğa nında severek izlediği filmlerden,ormandaki kızın tek başına kaldığı sahneden biraz korkuyoruz onun harici herşey yolunda :) hey bu arada uzuuun süredir neredisn bakiiim...sessiz kedi :)

SeV@L dedi ki...

"Arkadaşım Tilki" filmini tekrar izlemek geldi içimden...Çok güzel bir filmdi.

çello çalan kedi dedi ki...

Gks ve Seval, arkadaşım tilki filmi ile ilgili düşüncelerim şu şekilde, iyi hoş filmdi de sonunda kızın içindeki insan denen canavar çıkana kadar. kız doğaya ait olanı kendinin yapmak istiyor ya, tıpkı bir köpek gibi boynuna tasma niyetine eşarbını bağlayıp ucuna da ip bağlamaya çalışıyor, insanlık tarihi bunun örnekleri ile dolu, evcilleştir, kendine benzet, kendinin kıl. tilkiye tasma girişimi başarısız kalıyor, kızın bir sonraki adımı kapısına kadar gelen tilkiye odasını göstermek, tilki bu kez ikinci kattaki odanın camından can havliyle kendini aşağı atıyor ya, kızımız da tilkiyi kucaklayıp yuvasına taşıyor ve başında biraz bekledikten sonra oradan uzaklaşıyor, işte burası kilit nokta, burası olmamış hiç olmamış işte, hani kızın günlerce yolunu gözlediği, bir kerecik dokunmak için peşinden gittiği tilki yaralanmış olduğu halde ki onun sayesinde, kız hiç bir şey yapmıyor ve onu orada öylece yaralı halde bırakıyor, e be güzelim senin annen baban yok mu?, ara onları veteriner diye bişey var, atlayın arabaya, gidin, tilkinin kesiklerine baktırın, pansuman yapılsın sonra ne bileyim, oturduğum yerden kendimi yedim durdum ben, kızın yaralanan tilki karşısında çırpınmamasına ve ölümünü kabullenmesine çok içerledim. finalde kefeni yırtan tilkinin yerinde olsam o kızın yanından yamacından geçmezdim.

gri kent sakini dedi ki...

haklısın gerçekten aynı fikrdeyim sen diyince bende o sahnede kıza hay yapacağın işi diye bağırıp çağırdığımı hatırladım şimdi ... yaralı halde yanlız bırakması çok saçmaydı doğa bile doktora görüsünler demişti düşün :)

çello çalan kedi dedi ki...

gördün mü bak aklın yolu bir, doğanın kusursuz güzelliği karşısında tek kusur biziz düşüncemi perçinleyen bir filmdi neticede benim için. amaan neyse öyle işte, siz Doğa ile Komşum Totoro ya da Ponyo'yu izleyin, eminim çok keyif alacaksınız. miyazaki gerçekten büyük usta.

gri kent sakini dedi ki...

düşüncene hak vermemek mümkün değil ,bu düşüncenin yıkılmasıda imkansız zaten herşey ortada hiç filme filanda gerek yok !ponyo hali hazırda... en kısa zamanda :)

7.oda dedi ki...

totoro yu kaç kez izledim hatırlamıyorum bile kızımla :)

befor sunrise ı ise yıllar yıllar önce izlemiş hayran kalmış, tam 9 yıl sonra before sunset i de heyecanla izlemiştim..
ama yine de before sunrise çok daha iyiydi..

çello çalan kedi dedi ki...

7. oda, biz her ikisini ardarda bir hafta sonu izledik, açıkçası evet ilk film çok çok daha etkileyiciydi, ikinci filmin finalindeki celine'in nina simone taklidi unutulmazlarım arasında yer buldu kendine. konu ne kadar sıradan, akış ne kadar yavaş olsa da dialogları ile evet evet güzeldi..

İLug@ dedi ki...

My Sassy Girl de kesinlikle romantik komedi filmi sevenlerin tercih etmesi gereken filmlerdendir bence;)

a. gizem dedi ki...

bayılıyorum şu ay' lık film postlarına.. hepsini bir kenara not edip, sevgilime kavuştuktan sonra bir bir izlemek lazım diyorum :)

seda dedi ki...

efendim my sassy girl'ün özü olan kore filmini izleyin ve hayran kalınacak ise ona hayran kalın lütfen :)

işte burda: http://www.imdb.com/title/tt0293715/

edinemezseniz de, ben size yollarım ki :)