28 Kasım 2010 Pazar

33'ün ahengi Çelloyu kucaklarken

Çok zor bir doğum olmuş benimkisi. Ambulansa konulup hastaneye vardıktan sonra annemin sancıları ortalıktan kaybolmuş. Gelen doğurmuş, giden doğurmuş, annemden ses yok. En nihayetinde doktorumuz gelmiş, muayenesini yapmış, "vaktimiz doldu, bebeğin ve senin durumun riske giriyor" diyerek ameliyathaneye hazırlanın emrini vermiş. Sezaryen usulle doğum gerçekleşmiş. Annem böyle anlatırken bunları dinlemek pek hoşuma giderdi küçükken, yani biraz daha bekleseler ölecek miydim diye durumu onaylatmaya çalışırdım, çizginin ucundan hayata dönmek çocukken bile kulağıma güzel gelirdi. Tuhaf.

Ailede üç erkek sonrasında tek kız coşkuyla karşılanmış elbet. İnanılır gibi değil. Şaka olmalı diye düşünülmüş. Hiç hesapta yokken oluvermişim üstelik. Demek o zamanlar ultrason yok. Doğmadan önce cinsiyetimi bilmediklerine göre. Olmaz tabi. Sene 77. Yay burcunun ilk haftasına teşrif etmişim. Burçlarla aram yok ama yine de yay burcu olmak güzel gelir bana. Doğum sonrası annem tamıtamına 45 gün hastanede yatmış. Niye o kadar yattığını soruyorum, o da bilmiyor. O zamanlar öyleydi cevabı ile geçiştiriyor beni. 45 gün sonra beni kucağına alıp hastaneden dışarı çıkarken gözlerim fıldır fıldırmış. Etrafı meraklı gözlerle inceleyerek eve gelmişim. Ha bir de doğumuma ilişkin evde en çok konuşulan simsiyah saçlarım olurdu. Alman bebelerin arasında hemen farkediliyormuşum. İşin tuhaf tarafı Türkiye'ye dönüş yaptığımızda yani ben henüz 1 yaşındayken ilk saçlarım dökülmüş, yerine sapsarı saçlarım olmuş.

Annem kendisine hastanede gösterilen ilgiden sözeder o günleri anılarından çekip çıkardığında. Sabah odasına gelen hemşire elinin tersiyle annemin yanağını okşar, saçlarını bir güzel tarar, sabunlu bezlerle vücudunu silip misler gibi kokmasını sağlarmış. Ben anne sütü konusunda isteksiz, süt dolu memeye yapışıp cork cork karnını doyurmaktan uzak inatçı bebe olarak ilk günlerimi karşılamışım. Süt sağılarak biberona doldurulur ağzıma verilirmiş. Annemin memesiyle olan münasebetimin bu kadar sınırlı olması bizimkileri bir süre sonra hazır mamaya yöneltmiş. O günlerde topaç gibi yusyuvarlak oluşumun suçlusu Alman hazır mamalarıdır başkası değil.

Şu geçen yılıma dönüp baktığımda, -ki her insan böyle günlerde geriye dönüp şöyle bir bakar istemese bile!- kendimle uyumlu olduğumu görüyorum. 33 üncü yaş gerçekten güzelmiş. Tahminimden çok daha güzel. Yaşamla içiçe olmayı hep isterken ama pek başaramazken, işte bir bakmışım istediğimi bu yaşımda gerçekleştirivermişim. Zorlanmadan, huzursuzluğa kapılmadan, etrafımdakilerle didişmeden. Tamam tamam, daha az didişerek diyelim ortada buluşalım ...

Bu yıl sevdiklerimden çok ama çok şahane doğumgünü hediyeleri aldım, doğumgünümden aylar önce. Ancak bu sabah kalktım kafamın içinde bir tilki dolaşıyor sinsi sinsi ve "o hediyeler doğumgünü hediyesi sayılmaz çünkü zamanından çok önce verildiler " diyor. Hımmm gel de bu tilkiyi dinleme şimdi... Çok çeldirici di mi? :) Ben şimdi evin içinde şöyle bir dolaşıp tilkiyle nasıl başedeciğimin yollarını arayayım. Sonra bir ara gelir mumları üflerim.

11 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Mutlu, sağlıklı, keyifli ve bol hediyeli nice doğumgünleri dileğiyle sevgiler...

lady dedi ki...

mutlu yıllar kedicimm, iyi ki doğmuşsun, iyi ki pek sevdiceğim olmuşsun :***

. dedi ki...

Mutlu,huzurlu,sağlıklı uzuuuun yıllar, sevdiklerinle yaşa Çellocum...
Doğumgünün kutlu olsun...
Sevgiler...

Benim Güzel Yolculuğum dedi ki...

Yaşamaya zamanın oldukça isteklerin çoğalıyor belki de. Yani güzel, hatta harika bir şey bu. İstemeye, istediğin şeyi kullanmaya zamanın, huzurun ve azmin olması... Artık Çello Çalan Kedi'nin koşup yuvarlanacağı kocaman bir çiçek tarlası var önünde. Koş koşabildiğin kadar. 33 (+1) kere maşallah:)

çello çalan kedi dedi ki...

Leylakçım, leydim, ebrulim ve biricik janisim, çoook teşekkür ederim gerçekten..

Çok sakin ve huzur dolu bir doğumgünü oldu dün. iki güzel film izledik oğuzla. keyifle harmanlandık yani. dupduru.

Dilerim hep böyle olur. böyle geçer...

hayalperest.im dedi ki...

Nasıl da güzel anlatmışsın :) keşke biraz daha anlatsaydın tadı damağımda kaldı :/

İyi ki doğdun :)

Ha bu arada ben sessiz çoğunluktandım. Bu yazıyla sessizliğimi bozdum :)

gri kent sakini dedi ki...

Çello olmasa neler olmazdı dedim kendi kendime bu sabah ... Hani şu sende de olan normal olamama durumu var ya:)Şimdi yazdıklarını okurken heyecanla bekledim, şimdi açıklayacak herhalde dedim... ama yok kimse bilmiyor değil mi? Hep sana , iyikide başka bakıyoruz diyorum ya, öyle işte... İyiki ler biriktiğinde içime, hangi cümlelerimin başına bunları koyacağımı düşündüğümde, tereddüt etmeden biri senin o kesin... Sadece Gölge fotoğrafların bile iyiki lerin kocamanını hakediyor, sohbetin, yazıların, hayatla konuştuğun dil ise bonusu :) ben evrende bize sunulan en özel duygunun aşk olduğunu düşünüyorum... bir su damlasının camdan aşağı doğru kayışına bile aşık olabilirsin veya şemsiyenin ters dönüp sırılsıklam olmana bile:) sen daha iyi bilirsin bunları... ama en güzeli yanıbaşındaki aşk... onun için benim bir dileğim olacaksa eğer ki hep bir dilek olması gerekir :) aşkla yaşlan diyorum Çello... iyiki tanımışım seni.

endiseliperi dedi ki...

geciktim kusura bakma. çok, çok mutlu, neşelii, oğuz'la böyle keyif dolu nice yıllar dilerim. meraktan öleceğim, hangi iki filmi izlediniz o gün?

sevgiler, öpücükler.

çello çalan kedi dedi ki...

Caşilo, ne iyi ettin de sessizliğini bozdun, hoş oldu bak, çok hoş.

Sevgili Gks, çok utandım. ne yazacağımı bilemedim, yutkundum, nefes aldım, tekrar deniyorum, ıhıı kelimelerim dökülemiyor, bana biraz zaman ver, bişeyler söyleyebileceğim.

Peri'cim, meraklı hallerine hiç şaşmıyorum. Kedi gibi bir yerde.. Bir yerden bir ip sarkıyorsa mutlaka o ipin ucuna gitme isteği var serde. An Education ve Julie & Julia izledik. İzlerken yatağa uzandık. Ben yatakta film izlerken yatak örtüsünün örtülü olmasını ve örtünün dağınık olmamasını seviyorum. Ay anlatabildim mi? Böyle dümdüz olacak yatak, işte öyleyken çay tepsimizi de koyabiliyoruz araya, ben bisküvileri çaya da banabiliyorum, iki film de bizi birden içine aldı. Daha ne olsun.

endiseliperi dedi ki...

çok iyi anladım ççk:) ben de! yatak örtüsü dümdüz olacak, hatta tuvalete filan kalkınca biraz kırışmış oluyor ya, düzeltiyorum onu çekiştirip, o derece. çok güzel filmler izlemişsiniz. eğlenceli işte. education daha iyi. diğerinde de merly streep çok tatlı. blok kızını pek tutmamıştım.

öpüyorum çok ve uçacak kadar mutlu, zıplayacak kadar neşeli, ne bileyim, çok tatlı bir yıl dilerim sana tekrar. oğuz'a ve sana sevgiler.

Berceste dedi ki...

Saglik, mutluluk ve tum sevdiklerinle nice yaslara... Demek sen de bizim kucumen gibi emmeyi reddetmissin :((( Bizimki de mamaya mahkum kaldi, en cok bu icime oturdu. Senden 8 yas buyuk birisi olarak ve de sezaryenle dogmus birisi olarak bu 45 gun isine pek sasirdim. 1 hafta kalmis annem diye anlatilir bizim evde benimki. Var bir sir perdesi :)