3 Ekim 2011 Pazartesi

Ne oldu?

*Pek bir keyifsiz eylüldük, ekim olduk.
* Eylül ayında "sağlık" ana temamız oldu, malum.
* İznimin son günü dedim ki, ben bari işe başlamadan önce şu doktor işimi halledeyim. Gitmek istediğim doktorun tüm randevuları dolu olunca, önüme çıkan ilk doktora gitme gafletinde bulundum. Doktor seçimi gerçekten önemli, bir kez daha anladım. Adam gerçekten saçmaladı, panik bozukluğumun altını çizdiğim halde beni yeterince korkutmak için elinden geleni yaptı, dört gün boyunca kendime gelemedim, MR cihazına girip yaklaşık 1 dk sonra kendimi aşağıya zor attım, neyse sonuca gelince, 3.5 cmlik sağ over kistimin ameliyatsız, ilaçlarla çözülebileceğine inanan çok şahane bir doktorum var. Vücuduma şu günlerde hormon takviyesi alıyorum, bir gün Oğuz'a dönüp "şu kisti çözelim, galiba anne olmak istiyorum, çocuk düşünsek mi?" gibi benden duyulması neredeyse imkansız cümleler kuruyorum, hemen ertesi günü o fikir bana o kadar uzak, o kadar yabancı geliyor ki, kendime inanamıyorum, sonra yine Oğuz'a dönüp "hani dün konuştuğumuz konu vardı ya, onu unut" diyorum. Oğuz görüp görebileceğim en anlayışlı erkek imajını gözümde bir kez daha perçinliyor, ben kendimi anlayamazken sanki beni benden daha iyi anlıyor...

* İyi şeyler de oldu elbet. Psikolog ile görüşmelerimize başladık, ilk görüşmemiz tanışma görüşmesi gibiydi, bir sonraki randevum 14 ekim'de. Umutluyum.
* Karamazov Kardeşler'i yarıladım. Kesinlikle muhteşem. Dostoyevski seviyorum seni.
* Renk renk ipliklerle battaniye örmeye başladım, bu demektir ki, kafamı biraz boşaltmak, bakışımı kendimden uzaklaştırmak, düşünme yetimden ayrı kalmak niyetindeyim.
* Ben şimdilik bu kadar yazayım, daha bir sürü şey olmuştur olmasına şimdilik bunlarla uzun zaman sonraki sessizliği bozmuş olayım.

7 yorum:

justine dedi ki...

-Evet, sessiz kalma.
-Karamazov ve Dosto sevgisi mutlak da sen bence daha keyifli şeyler okusan şu sıralar canım, ne bileyim, daha iyi olmaz mı? Seni üzer o roman, çok doyurucu bir okuma deneyimi verir fakat herkesi üzer aslında.
-Battaniye örmek harika bir fikir, ben örgü sevmem ama destekliyorum;)
-"eylül toparlandı gitti işte
ekim falan da gider bu gidişle", demeden edemeyeceğim;p
-Tekrar çok geçmiş olsun Çello, sarılıyorum sana.

Sevgiler.

beste dedi ki...

cok gecmis olsun ama kistler hakikaten dusunce gucuyle bile kaybolabilen seyler, bir arkadasim ilac bile almadan kendi kendini telkin ederek kaybeti kistlerini! Artik ici bosaldi bu sozun ama olumlu dusunce cok ise yariyor. Vucudumuz, hucrelerimizin zaten dogal olarak kendini iyilestirme ozelligi var kapanan yaralar gibi biraz da ustune gidip o sahane doktorun tavsiyeleri ile bu isi cozersin gibi geliyor bana:) cocuk, bebek icin yorum yapmiyorum hazirsan zaten karar veriyorsun, benim bir oglum var biliyorsun simdiye kadar yaptigim en guzel sey:) bana biraktigin yoruma ise sadece sunu soyleyecegim beni bu kadar iyi anlamissin ya helal olsun, sevgiler , opucukler

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili çello, öncelikle abin ve senin hastalıkların için geçmiş olsun diyorum...

Uzun zamandır ortalıklarda yoktum...
Bildiğin gibi emekliyim.
On yıldan beri kayın validem yatalak.Eşim ve ablası 6 şar ay dönüşümlü olarak Baktılar.Kişları bizde,yazları ablamızda.Seçimlerden bir gün önce balıkesirin Kepsut ilçesine gönderdik. üç hafta sonra,uzun bir yaz tatiline çıkmak üzere bavulumuzu hazırladık ertesi gün yola çıkacağız.
Ablamız telefonda,annem iyi değil gelseniz iyi olur der.üç gün başında bekledik,4 temmuz 2011 de 1918 doğumlu kayınvalidemizi kaybettik.
17 temmuz 2011 de rahmetli babamın küçük kardeşi (84 yaşında idi ) kaybettim.
8 Eylül 2011 de küçük kardeşimin hanımını (57 yaşında idi ) kaybettik... Ve en acısı da bu oldu.Zatürre başlangıcı teşhisinin konulması ile ölmesi arasında geçen süre 15 gün....

Ya Çello,hayat böyle işte ... Hayat her zaman lay lay lom ,zevk ve sefa içinde geçmiyor... Ağlamaktan gözlerimizde yaş kalmadı. Ama bak işte tekrar klavyenin başına geçtim,hayat yine de devam ediyor..
Aslında hiç bir şeyi büyütmemek gerekiyor.Her sorun bir şekilde çözülüyor.
Biz bu arada üzüldüğümüzle kalıyoruz....
Oğuzu ve seni öpüyorum...Oğuzun anlayışlı olması senin en büyük şansın....

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili Çello,dokuduğun battaniyenin resmini bloğunda yayınlamanı sabırsızlıkla bekliyorum...

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili çello,uyan artık uyuduğun uykudan,meraklandırma sevenlerini,her şeyi olduğundan fazla büyütme!

gri kent sakini dedi ki...

bunu bu yazıya bir yorum olsun diye yazmadım girince belki bakar okursun diye... bu sabah bilgisayarımda yaptığım çello klasöründen fotoğraflarına baktım, hayata benzer dokunuşlarımızı ve yazılarını kelimelerini düşündüm... ben uzun zamandır yazmayı bıraktım biliyorsun ama biraz gölgelik dediğim oksitlenmiş cümlelerde yazdım sonra o blogun sahibi cecil satırlarım diye yeni bi blog açtı altınada gölgelik diye ekledi, bazen oraya dökülüyorum ama hayata dair dokunuşlar değil çoğu öyle eski zamanlardan kayıplıklarım ve geçkalmışlıklarımın içimdeki gri denizin kıyısına vuran kırık deniz kabukları sadece... sonra sana bi kaç kere mail attım bir ses gelmedi bana verdiğin telefon numaranıda nasıl becerdiysem bulamaz oldum bir aydırda bişeyler yazmıyorsun iyimisin oğuz nasıl rahatsızlığın nasıl oldu baban iyi mi herşey yolundamı pirinç kedisi ne yapıyor, hayata dair bi kaç cümle almak istedim sadece... işin nasıl gidiyor motor nasıl:) vs vs pencerenden gördüğün ve arasıra çektiğin o enfes tarla manzarası ne oldu kış geldi artık gölge yok gölge fotoğrafları ne olacak yazı mı bekleyeceğiz, sergiden bahsediyordun sergi ne oldu, gibi gibi gibi bu kadar şeye ufff nasıl yazıcam şimdi hiçte canım istemiyor dersen tabiki seni anlar ve iyiyim gri oğuz iyi herşey yolunda hayat devam ediyor desen de yeter :) bi şekilde ulaşmak istersen bi zaman da 0532 683 84 97 oğuz a çok selam umarım işi harka gidiyordur pirinç inde o peyaz ve pırıl patisinden ısır ki kinlensin iyice bana sevgiler...gks

Berceste dedi ki...

Benim de bir battaniye niyetim var, keske ornegini gorebilseydim :)

O gelip gidisler hormonlarinla oynandigindandir. Bizim Ugur Bocugu'ne hamile iken baslarda ve o dogduktan sonra epeeeey uzunca bir sure hormonlarim oyun oynamis bana. Bazen bakiyorum da, ben bile inanamiyorum o zamanki hallerime ;) Bu da gecer... Gec kalmis bir yorum ama guc olmasin :P