4 Mart 2012 Pazar

Ama Pazar günleri iyidir...




Önce elbette Oğuz ile güzel bir kahvaltı. Masada Trabzon tereyağı bile var. Sonrası Sezen'le kahvaltı üstüne kahve sohbeti. Sohbete ve kahveye doyduktan sonra attık kendimizi hemen dışarı. Elif'e söz vermiştik, verdiğimiz sözü tutup onu atlara götürdük, Karaağaç'a. At çiftliğinden çıkıp yeşil seraya oturduk. Bir demlik çayımız yanımızda, güneş masada. Temiz bir hava aldık. Karşımıza çıkan tüm hayvanları sıkılana dek sevdik. Elif'i bırakıp annemin bizim için evde mayaladığı yoğurdumuzu alıp evimize döndük. Karaağaç'tan dönerken Ayşenur ve Recep'in kulaklarını çınlattık. Baharda dedik, Sena'yı da alıp keşke gelebilseler yine Edirne'ye. Keşke...

7 yorum:

Aylak Kedi dedi ki...

kedi! görünce yeni birşeyler yazdığını seviniyorum. eski bir dostu görmek gibi

heidi dedi ki...

Cemrenin düşmesi gibi bir şey midir bu. Baharın, güzel günlerin yakında olduğunun göstergesi; Çello'nun yazması..

çello çalan kedi dedi ki...

aylak! ah ne hoş! çok hoş.

çello çalan kedi dedi ki...

heidi, kış ne tuhaf geçti. bir köpeğin önce yağmurda ıslanıp sonra üzerindeki tüm yağmur damlalarını üzerinden atmak için silkelenmesi gibi hissediyorum şu süreci.. güzel bir şey bu. öpüyorum mahir'i.

justine dedi ki...

Sesin neşeli geliyor, ya da şöyle demeliyim, huzurlu, sakin. Dur hatta edebiyat yapayım Çello; geç gelen bahar gibi serin, ama dingin;)

Siyah çerçeveli gözlük almış Poliş de, çok beğeniyorum o gözlükleri, güle güle kullan. Bir de miyop konusunda aynı şaşkınlığı yaşamışız, benim numaram da ilerledi. Saçmalık.

Dönüşüne sevindim Çello, sevgiler, iyi geceler.

çello çalan kedi dedi ki...

Jus; sen nasıl bir şeysin biliyor musun benim için? enerjimi yeterince verip okuyamadığım, daha fazla tanımak için, paylaşımlarımızı artırmak için çabalamadığım insan imgesisin. özel bir ilgiyi hakediyorsun. senle ilgili eksik hissediyorum kendimi. zamanı gelince sana hakettiğin incelikli ve daha duyarlı çello dokunuşlarını sunacağımı sana vadediyorum:)o gün gelene dek benim bu sana dair pasif halimi hoşgör olur mu?

justine dedi ki...

;) Hoşgörü kelimesini hiç sevmem ben Çellocuğum, üstten bir bakışı vardır. Ama seni anlıyorum, dert etme lütfen.
Sevgiler.