Dün akşam çalıştığım işyerinin mağazalarından birinde sayıma katılmak zorunda kaldım, mağaza Uzunköprü'de. Sabah 4 gibi eve girdim, Oğuz uyuyamamış, salonda beni bekliyor, duşumu aldım, Oğuz'un hazırladığı zencefilli limon çayını içip yattım.
Sabah 5 sularında uyuyunca öğlen 13 gibi güne başladım, her bir yanım ayrı ayrı ağrı sinyalleri gönderiyor, kahvaltıyı dışarıda yapalım mı? Yapalım. Yeşil Sera'dayız.
Kahvaltı, gazete, kahve faslı uzun bir gemi yolculuğu gibi, bitmesin, biz o masada hep kahvaltıyla yaşamı geçirelim, hayat böyle sürüp gitsin, ne bir kedi, ne de bir köpek hiç ölmesin...
24 Şubat 2013 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
4 yorum:
bu dönüş için mutluyum... pirinç de eminim buralarda bir yerdedir; kediler gizemli yaratıklar, varlıkları ve yoklukları arasındaki çizgi çok ince...
Sevgili Zelda :) seni görünce mutlu oldum. Şimdi dışarıda nasıl güzel bir yağmur var, anlatamam, hani bardaktan boşanırca.. Hava karanlık, Edirne sessiz, sanki bir pazar günü sakinliği... Dönüşten ben de mutluyum Zelda.
Sevgiler.
Sevgili çello, ne tuhaf değil mi.26 şubattaki kahvaltıya 1 haziranda yorum yapmak.Ama kahvaltılar insan hayatının en özel anlarıdır.İn cin yok,iki kişi , pardon belki de tek kişi...Çünkü karşınızdaki kişi sen,onun karşısındaki kişi yine sen....
kahvaltıya diyecek yok!
ama fotoğraf'ta instagram etkisi görülüyor?
Yorum Gönder