30 Ekim 2015 Cuma

Zihin

Televizyon açık kalmış, euronews son iki saattir aynı haberleri döndürüp duruyor, kafamı kaldırıyorum, sığınmacıların Slovenya sınırında yaşadıkları sıkıntıdan bahsediyor kimbilir kaçıncı kez, okuduğum şeye geri dönüyorum, oğuz soğuk almış, kanepede ilaçların yüksek baskısına daha fazla dayanamayıp uyuyakaldı, zihnim karmakarışık, unutmak istemediklerimi unutamayıp, unutmak istemediklerimi saklayamama korkusu hakim. Bu sonbahar gecesi unutulmasın mesela. Evimiz, salonumuzdaki abajurlarımızdan gelen sarı ışık, tavandan sarkan tel kablolar, hemen sağ tarafımdaki duvarda asılı duran "yavrularını besleyen anne kırlangıç fotoğrafı", oğuz'un tıkalı üst solunum yolunun uykuyla neşeli birlikteliğinden çıkan okul korosu sesi, karlı bir günde çektiğim, şimdi bir alışveriş merkezinin otoparkı olmuş çam ağaçlı yol, yaşlanıyorum hissi, karmakarışık zihnim, çemberlitaş kız öğrenci yurdundaki 407 nolu oda, içiçe geçmiş hayatlar, yarın düşüncesi, cumartesi çalışıyor olmanın acizliği, asılmayı bekleyen tablolarımız, beyaza boyadığımız sehpalar, karmaşık zihinler, normal, olağan bir günün özeti.

Yaşıyorum.

7 yorum:

pelinpembesi dedi ki...

Yazdıkların ne kadar tanıdık..

çello çalan kedi dedi ki...

Buket, ne sadık bir okuyucusun sen, üstelik öyle hesapsız sorgulamadan neredesin, nerelerdeydin demeden, çok hoş bişey bu. Tanıdık olmasına da şaşırmıyorum. Merhaba :)

Aylak Kedi dedi ki...

yazdığını görmenin güzelliğindeyim ben..

çello çalan kedi dedi ki...

Sevgili Aylak, bardağın dolu tarafını görmen ne güzel di mi? Ben blog dünyasından o kadar uzak kaldım ki, sadece kendi bloğuma değildi bu uğramamazlık, aymazlık, küskünlük. bu arada senin bloğunun da hatırladığım bildiğim şeklinden ne çok uzaklaşmış olduğundan da haberim olmadı.

Sevgiler ve Merhaba :)

Aylak Kedi dedi ki...

çellocum blogumu kapattım, sonra yine alışkanlıkla yeni bir blog açtım ziyaretini bekleriz elisabethvogler.blogspot.com

seneryocu2 dedi ki...

Sevgili Çello , yazmayı bıraktın diye sayfana bakmaktan vazgeçmiştim. Bu arada kendim blog yazmıyorum ama bir arkadaşımı yüreklendirdim , 67 yaşından sonra blog açtırdım. Maaşallah tıkır tıkır yazıp duruyor.

Bana gelince ; önceleri İTÜ sözlük, şimdi İnstela olan sosyal medyada gençlere takılıp yazıyorum.İlk yıllar daha sık yazıyordum , şimdi fotoğraf çekmek,basmak gibi hobilerim ağır basıyor. Sözlük ortamında , iki bin küsur yazı yazmışım.Çoğunu fasarya saysak yine de yüz kadar eli yüzü düzgün yazı çıkar. Benden taraf böyle Çello. Salihlideki Ali Amcadan haberler bu kadar.

Yazın sıradan şeyler, ama zaten hayat sıradan şeylerden oluşmuyor mu ? Sait Faik'i büyük yapan bu sıradan şeyleri anlatması değil mi. Unutulmasını istemediğin şeyleri ne güzel anlatmışsın.İleride okuduğunda fotoğraf gibi karşına çıkacak... Güzel günler sizin olsun...

çello çalan kedi dedi ki...

Ali Amca,

O kadar uzun zaman oldu ki buraya bakmayalı. Sen nasılsın? Herşey yolunda mı?