Bugünlerde kaybetmiş olduğum yazma disiplinini ele geçiremediğim gibi, derinlemesine yazma isteğim yüzünden de buralara uğrayamaz oldum.
Sanki bazı şeyleri yüzeysel anlatırsam önce kendime haksızlık edecekmişim gibi. Derin ve uzun sessizlikler kimi zaman insanda "acaba her şey yolunda mı değil?" şüphesini de doğurabiliyor. Hadi biraz olsun yüreğine su serpeyim, yolunda gitmeyen bir hal yok.
Neler okudum?
Ayaşlı ile Kiracıları - Memduh Şevket Esendal. Tek kelime ile muhteşem.
Karanlık Oda - Hakan Bıçakcı. Hayalkırıklığı
Ayakizlerinde Adımlar - Julio Cortazar. Çok başındayım.
Neler izledim?
Les Amours Imaginaires.
Tek gerçek, mantığın ötesindeki aşktır.” Alfred de Musset.
Filmi Oğuz bir akşam gecikeceğini söylediğinde başladım. Gaylerin dünyasına bir bakış gibi görünse de, temelinde platonik bir aşkın çerçevesini çizmeye çalışıyor. Özgün bulamadım filmi. Daha iyi örneklerinin olduğu düşüncesindeyim.
Şimdi uzun bir aradan buraya gelip küçük bir buse kondurdum, daha dolu dolu yazmak için geleceğim ama söz.
12 Nisan 2011 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
6 yorum:
yeni yazılarını bekliyoruz sabırsızlıkla...
Bi kez gidince öyle hiç gitmemiş gibi gelemiyor insan. :)
Tam yaşasın diyecektim ki hevesi kursağında kalıvermek bu olsa gerek, ben 12 parçalık albüm bekliyorum sen single çıkarmışsın:) Şaka bi tarafa bu derinlemesine yazmak ruhu ile klavyeden uzak kalmak durumları bende de var Çello... belki ara sıra dokunuyorsundur bloguma kısa cümlelerle haftalar tüketiyorum... İçimde akan geniş ırmakların içerisinde harfleri görüyorum, cümlelerle bakışıyorum ama uzanıp o hırçın sulardan uzun hikaye cümleleri çıkarmaya cesaretimde gücümde yok...senin adına Herşeyin yolunda olduğunu bilmekte güzel...
sevgili çello,sen hani bana diyordun ya ali bey,sende bir blog yazsan da biz de seni okusak! hep kaçındım bundan niçin bilir misin? ben blog
blog sahibini hep bir ev hanımına
benzetmişimdir.evin hanımı sürekli olarak evindeki eşyaların yerini,tertibini,çekmecelerin görünmeyen yerlerdeki tozlarını dahi düşünür.ve düşündüğü gibi değilse sürekli rahatsız olur.
oysa ben blog sahibi olmadıkça,herkesin evine rahatça,teklifsizce dalıveren bir konuk gibi oldukça rahatım.bu yüzden senin aylardır ses vermeyen çello çalan kedi bloğuna defalarca geldim gittim,ruhun bile duymadı...
her şey bıraktığın gibi duruyor...
ben de can sıkıntısından olacak,itü sözlük gibi gençlerin takıldığı bir mecrada yazmaya başladım.aman ne hoşmuş yazmak denilen olay....2 ocak 2011 den bu yana 1100 den fazla giri yazdım.en hoşu da 8 nisanda yazar burda com editörün benimle bir röpörtaj yapmak istemesi oldu.uzun bir röportaj oldu ve ertesi günü yayına girdi...
okumanı isterim....
Çello dön artık diye eylem yapacağım..Haberin ola.
ali bey afiyetle okudum röportajı. paylaştığınız için çok teşekkür ederim. ne hoş bu bilgileri derli toplu okumak.
siz yazın da blog olmaz sözlük olur, kabulümüzdür. :)
canım heidim, biriciğim, daha sık uğramaya çalışacağım. sahiden bak.
Yorum Gönder