30 Kasım 2009 Pazartesi

Bazen bir rüzgâr eser seni ipin üzerinden alıp alaşağı eder

Nasıl sessizleştim, nasıl da cevabını bulamadığım sorular arasında nefessiz kaldım bak görüyor musun? Oysa, oysa daha iki gün öncesine kadar nasıl da iyiydim. İyiydim dediğim; dengedeydim. Ama bazen bir rüzgâr eser, tüylerini ürpertmeye gücü yetmeyecek kadar cılız bir rüzgâr seni ipin üzerinden alıp alaşağı eder. Galiba yaşamı solurken yapmaya çalıştığım şey şu; bıkıp usanmadan yeni dengelerimi bulup yakalamak. O dengeyi yeniden kuşanıp ipin üzerine çıkmam zaman alıyor.

Bayramın vazgeçilmez seremonisi günümü parçalara bölüp beni daha çok koştururken, beni benden alan bir rüzgârı beraberinde getirdi ve hakim olmaya çalıştığım duygularımı allak bullak etti. Bunun üzerine her şeye inat kendime kapandım ve saklandım. Şimdi oturmuş güven duygusunu sorgularken buluyorum kendimi.

Dışarıdan bakıldığında çıkışsızlıklarımın içinde kaybolmaya meyilli görünürüm belki ama aslında çıkarım. Suyun altından başımı çıkarabilecek ve gökyüzünü görebilecek boşluğu bulabilirim. İşte beni sessizleştiren ve içe döndüren, biricik mal varlığım dengemi elimden alan rüzgârın sersemliğinden korkmamamı sağlayan da bu. En azından bak, tüylerimin ürpertisi geçti ve gitti.

Ben bunları sana anlatıyorum ama benim suskunluklarımı, boşluklarımı, kaygılarımı sahiplenme sakın, çünkü ben uzaklık ve yakınlıkların, sıkılmışlığın ve beyazın rahatlığını bir arada tutmayı deniyorum. Şimdi mutsuzum ama bu mutsuzluk, emin ol bir sonraki gelişimimi ve atacağım adımların çatısını kuruyor olacak.

2 yorum:

... dedi ki...

Evet herkesin kendine ait güçlülük çıtaları var,anlayıp kavrayamasamda bunu öğrendim. Yargılamak zaten bana düşmez ama sorunun kaynağı ben olayım ya da olmayayım vereceğim tavsiye değişmeyecek. Karar verme çemberini genişletebildiğin kadar geniş tut. Adım atabileceğin alanın olmalı ki daralıp kendi evinde boğulmayasın. Hemde hiçkimse için. Unutmaki daralsada genişlesede istediğin gibi kimseyi memnun edemezsin. En azından ben edemedim. Sen bitanem iyi ol, ol da ben nasılsa seni düşününce yanımda oluveriyorsun. Al bak düşündüm burdasın işte. En yalın halinle. Seni seviyorum...

... dedi ki...

veee doğumgününün eksik kalan kısmı.

BÜYÜK ATEŞLER ÇABUK FARKEDİLİR VE ÇABUK SÖNDÜRÜLÜR.
ANCAK MUM GİBİ ÇOK ÖNEMSİZ BİR ATEŞ ÜZERİNDEKİ TÜM ROMANSLA YANAR DURUR. ELEKTRİKLER GELİR, SÖNDÜRMEYİ AKIL EDEMZSİNİZ.
MUM İŞTE İÇİMİZDE YANAR VE FARKEDİLMEYEN ŞEYLERİ SÖYLER...
alıntıdan derleme.