27 Ocak 2010 Çarşamba

Hepimiz bağımlılığı onaylanmış keşleriz

Üşenmedim ve Revolver'in altını çizdiğim satırlarını sayfama taşıdım. Şöyle gözümün önünde bir yerde dursunlar.

“Daha zeki olmanın tek yolu, daha zeki bir rakiple oynamaktır."
Satrancın Temelleri 1885


Kendinizle ilgili bilmediğiniz bir şey vardır. Varlığını bile inkar edeceğiniz bir şey. Ta ki bir şey yapmak için geç kalana kadar. Sabahları uyanmanızın tek sebebi budur. Aşağılık patronunuzdan acı çekmenizin nedeni, döktüğünüz kan, ter ve gözyaşının. Çünkü bütün bunlar insanların sizi aslında ne kadar iyi, çekici, cömert, komik ve akıllı olduğunuzu bilmelerini istediğiniz içindir.”Benden korkun ya da saygı duyun ama lütfen özel olduğumu düşünün.” Bağımlılığımız aynı… Hepimiz bağımlılığı onaylanmış keşleriz. Hepimiz sırtımızın sıvazlanmasına bayılırız.

Güzellik yıkıcı bir melektir. Bu kadar güzel görünen bir şey nasıl bu kadar kötü olabilir? Ama açgözlülükten daha yıkıcı bir melek yoktur. Onunla baş edebileceklerini düşünürler ama açgözlülük deliğinden çıkarılamayan tek yılandır. Sonunda hepsini ele geçirir.

Ve finalde birkaç akademisyenin ders notları...
  • Ego en kötü özgüven hilebazıdır. Egodan daha kötüsünü hayal bile edemezsiniz. Çünkü onu göremezsiniz.
  • Sorun egonun bakacağınız son yerde saklanıyor olmasıdır. Kendi içinizde.
  • Egolarını koruma ihtiyacı duyan insanlar sınır tanımazlar. Yalan söylerler, hile yapar, çalar ve öldürürler. Ego sınırları dediğimiz alanı korumak için herşeyi yaparlar.
  • İnsanlar mahkum olduklarını bilmez. Bunun ego olduğunu bilmezler, aradaki farkı asla anlamazlar.
  • Başta aklın kendi ötesinde bir şey olduğunu kabullenmek zordur. Bu, kişinin ötesinde bir şeydir. Daha değerlidir ve gerçeği yorumlamada kapasitesi daha fazladır.
  • Ego dini anlamda şeytan olarak kabul görür. Ve tabi kimse egonun ne kadar zeki olduğunu anlamaz. Çünkü şeytanı yarattığı için suçu başkasına atmayı seçerler.Bu hayali dış düşmanı yaratmada çoğu zaman gerçek düşmanlar yaratırız. Bu ego için gerçek bir tehdittir ama aynı zamanda yaratılışında da vardır.
  • Kafanızdaki ses size ne söylerse söylesin dış düşman diye bir şey yoktur. Bu düşman algısı bize düşman olarak yansıyan egonun yansımasıdır.Bu açıdan bakarsak yarattığımız yüzlerce dış düşmanı aslında kendimizin yarattığını görürüz.
  • En büyük düşman kendi algınız, kendi cehaletiniz, kendi egonuzdur.

5 yorum:

kara kitap dedi ki...

ikinci paragrafı okurken eşim gözümün önüne geldi.

G ü n e ş K i t a b e l e r i dedi ki...

Ben en son cümlenin dogrulugundan sasmaaaam!!!!

Benim Güzel Yolculuğum dedi ki...

Son çalıştığım iş yerini anımsattı bu yazı bana. Üçgen gezegenlerinde yaşayan dobalak egolar.
Allah kurtarsın...

çello çalan kedi dedi ki...

kara kitap biliyor musun aklımdasın. bikaç şey söyleyesim ve senle yazışasım var ama özelden. sana vakit yaratacağım.

janis bence seni allah kurtardı o dobalak egolardan.. bir tecrube ama insan olmaz olsun böyle tecrube diyor anasını satayım. pis sümüklüler.. ay gıcığım ya şimdi kendilerine.

cansuyucum bende senin doğrularından şaşmam.

gri kent sakini dedi ki...

'Savaştan kaçınmak mümkün değildir,
sadece düşmandan üstün olana kadar erteleriz'...
herkesin bir kez o asansöre binmesi gerekir varsa yüreği tabi ...