15 Ocak 2010 Cuma

İnanmazsın o koca tencere kadar açıldı gözlerim

Bu hafta iş yerinden bir grup arkadaşım bizde toplandık. Pastalı, börekli bir masa kurduk, sohbet edip geceyi bitirdik.

İş arkadaşlarımın hafta içi bize geleceğini duyan annem kendine yeni bir iş çıkmasının sevinciyle ellerini ovuşturdu ve evimize damladı.

-Şimdi senin evin yeterince temiz değildir.
-Gerçekten temiz anne.
-Değildir diyorsam değildir.

Peki dedim. İtiraz etmeyince daha az yorucu oluyor ilişkimiz. Bize geldi, hazır elim değmişken şunu da yapayım diyerek perdeleri dahi yıkadı. Akşam yemeğinden sonra mutfağı toparlıyordu, bende yanında dolanıyorum. Konu döndü dolaştı teflon tencerelerime geldi. Atalım bunları artık dedi, ne zamandır aklımda aslında ama yenilerini oldukları yerden bulup çıkarmaya üşendiğim için savsaklıyordum. O hazır buradayken tamam dedim hadi yenileri nerdeyse çıkaralım. Benim evimi benden daha iyi biliyor. Buraya kadar her şey normal. (Tamam kabul benim evimi benden daha iyi bilmesi çok normal değil) Çöpe atılacak tencereler için bir çöp poşeti tahsis ettim. Bu arada hali hazırda kirli olan bir tencere var atılmak üzere olanlar arasında. Tencere yıkamak makinede yer kalmamışsa en berbat iş, kim sevmiş ben seveyim. Mantıklı olanı yaparak çöpe atılacak olan tencereyi yıkamadan çöpe atmaya çalıştım. Ama benim işgüzar annem “olur mu hiç öyle şey” dedi kuyruğuna basmışım gibi. O tencere öyle atılır mı hiç? Ya nasıl atılır güzel annem, bir de fiyonk mu takıcam. Bana göre böyle atılır. “Bak görüyor musun kirli kirli atmışlar çöpe” demesinler dedi. İnanmazsın o koca tencere kadar açıldı gözlerim. Şaka yapmıyor gayet ciddi, aldı o çorbalı tencereyi yıkadı, sarı bezle de kuruladı, evet şimdi oldu işte ve çöpe öyle uğurladı.

O an temizlik hastalığı bana bulaştı. Viledanın püskülü gözüme eskimiş göründü. Eski püskülü çıkardım, yenisi taktım, anneme döndüm ve “iznin olursa bu viledayı tencerelerin olduğu çöp poşetine atıyorum” dedim. Demez olaydım, çaktırmadan sokuştur işte be çello. Tencerenin yanında o yer püskülünün işi olmadığı gerçeğiyle yüzleştim.

Sanıyorum o jenerasyon kadınların hemen hemen hepsinde aynı şey var, herkes birbirinin neler yaptığına bakıp birbiri hakkında konuşmuş, hakkında konuşulanlar da bunu önemseyip durmuşlar, "elalem ne der" cümlesi onlar tarafından peydah olmuş. Ayol bizim evimiz zaten köşe bucak bir yerde. Komşularım da aklı başında insanlar, çöpleri karıştıranına rastlamadım. Kim karıştırır sitenin çöp konteynerini. Hem karıştırsa ne olacak, çöp benim çöpüm, ister kirli atarım, ister temiz, ona ne. Ama işte bunu sevgili anneciğime anlatmak zor.

Dedim ya itiraz etmeyince daha az yorucu oluyor bizim ilişkimiz.

6 yorum:

lady dedi ki...

kedii, hala ofisteyim çıkamadım :( bol da stresli bir anımda bi mola verip bakıniim dedim; iyi ki bakmışım :))) çok güldürdün beni. kesinlikle katılıyorum benim annem de aynı :))

çello çalan kedi dedi ki...

ah leydim ah...şaşırmadım annenin aynı olmasına, şekerim böyle dinleyip gülüyorum ve geçiyorum ben, tavsiye ederim :))

SeV@L dedi ki...

:)))) Anne harikaymış gerçekten. Deterjanı da deterjanla yıkayan bir insan canlandı gözümün önünde :))

Amaltheian dedi ki...

Hahaha! Mükemmelmiş!

Ben kendi annemden şikayet ediyordum ki senin anneni okuyunca gidip benimkini öpesim geldi:D Tencereyi yıkayıp çöpe atmak:D Hahah!

G ü n e ş K i t a b e l e r i dedi ki...

ya cok güldüm yaaa, illahi ayse teyze!!!
n'olur bu anektodlardan daha cok yaz :D

çello çalan kedi dedi ki...

seval, neredeyse öyle :)
amaltheian, kıymetini bil şekerim.
cansum, ilk fırsatta bir tane daha yayınlayacağım. malum ayşe sultan gün geçmiyor ki elime malzeme vermesin. :)