Üzerime gelip yerleşen düzenleme sevdasını başımdan savmaya çalışırken elim bilgisayarımdaki klasörlere de bulaştı. Karşıma Sam Toft çıktı. Bir sanatçının bir karakteri zaman döngüsünün içine çekip evirmesi, çevirmesi, karakterin yaşamaya devam etmesi hoşuma gidiyor. Belki sırf bu yüzden buraya alıp duruyorum.
Aşağıda gördüğüm şey aşkın yalın hali. Sakin, basit, her ne olursa olsun hep yanyana, omuzomuza, hep sıcacık, hep içiçe. Kimi yağmurlu, kimi karlı, kimi rüzgarlı... Mustard ve sevgilisi için Doris, bizim için Pirinç, sevgili Heidi için Sıdıka ile Sonya.. İşte onlar aşkın yanıbaşında bizim biricik izleyicilerimiz...
8 Ekim 2010 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
3 yorum:
çok ama çok güzeller, aşkın her hali gibi... iyiki de çıkmış karşına
Muhteşemler..
Sevgili çello,sizin panik ataklarınız ve yaşadıklarınız yanında benimki devede kulakmış.
Benimkisi,şımarık bir çocuğun ,annesinin kendisine zorla yedirmek istediği bir yemeği yemememek için gösterdiği tepkiye benziyor sanırım.Ayrıca altı yıldan beri ekmek yemiyorum.Belki bilinçaltımda:Ekmek yemedin ama
bak şu sofradakilerin hepsini götüreceksin,sen kimi kandırıyorsun gibi bir düşüncenin su üzerine çıkmasıdır.
Beni rahatlattığın için teşekkürler.Panik ataklarının son bulması dilekleriyle...........
Yorum Gönder