17 Mart 2010 Çarşamba

Zihin dediğin dağınık olur be Çello

Yeni kayıt kısmına tıkladım, izninle sayıklama hakkımı kullanıyorum.

Bir arkadaşım var, bir çok arkadaşım gibi şimdi O da benim için mesafesel bakımdan uzakta. "Nasılsın?" sorusunu ne zaman yöneltse bana "kafamı toplamaya çalışıyorum" cevabını veriyormuşum. "Senin kafan ben bildim bilesi dağınık" diyerek halime gülerdi. O söyleyene kadar farketmemiştim, haklıydı aslında. Onunla ne zaman konuşsam zihnimi toparlamaya çalıştığıma dair kendimde bir his uyanıyor. Zihin dediğin zaten hep çok karmaşık olması gereken bir alan değil mi? Ne diye raflara dizer gibi dizmeye çalışıyorum kendimi... Arkadaşıma gelince, kendisi ile iletişime geçmek için tanımsız bir ölçek var kullandığım. Bu dünyanın zaman dilimlerine pek denk düşmez. İçeriden bir yerlerden bir alarm çalar, hoop ararım. Bu bana özgü değil, bilirim. Bugünlerde içimde tam açıklayamadığım tuhaf durum Janis'in gidişinin yarattığı boşluk ile harman oldu, işte o arkadaşımı arasam ve "Nasılsın?" diye sorsa yeniden bana "Hem bekliyorum hem kafamı toplamaya çalışıyorum" yanıtını veririm. Neyi beklediğimi sorma, bir şey olacak gibi, olmasını istiyorum gibi, ertelediklerimi gerçekleştirmek istiyorum gibi...

2 yorum:

gri kent sakini dedi ki...

bırak hep dağınık kalsın ... dağınık zihin tadından yenmez :) zihin dediğin mahallenin delisi değil mi zaten nasıl laf dinleteceksin ... orası serbest bölge kim karışabilir ki ... ertelediklerinle dolu olması konusu bak orası uzar gider işte ...

verbumnonfacta dedi ki...

dağınık zihin...
yakışır!