Senle yakın olanını yaşamışım ya ben hep. Geçtiğimiz kabus yazı düşünmezsek şayet. Eve giriyorum. Çıt yok. Sessizlik beni deli ediyor. Pirinç'in söylemleri ile ışığı yakıyorum. Tamam, evet bak gayet iyiyim. Ağlamıyorum. Terliklerin. Ah ulan ne işi var şimdi o beş noktalıların gözümün önünde.
İçeri giriyorum. Eve karanlık çoktan basmış. Karnım hiç aç değil. Mısır patlatıp televizyonun karşısına kurulmalıyım. Salonun abajuruna tıklıyorum. Sehpanın üzerindeki şekerliğin aydınlanıyor. Şeker seçimimiz farklı. Ben bir türlü anlaşamıyorum şekerin toz olanıyla. Canım sıkılıyor. Ne işi var bu şekerliğin burada. Cevap veriyorsun. Bitecek. Yatçaz kalkcaz yatçaz kalkcaz ...
Mutfağa giriyorum. Çaydanlığı elime aldığımda cümlelerin dökülüyor kulaklarıma. İçine yerleştirdiğimiz süzgecin ne kadar kullanışlı olduğundan bahsediyorsun. Bu süzgeç sayesinde çayın kalıntılarını çöpe attığın zaman sularının çöp kovasına süzülmemesinden...
Yerde çoraplarımı görüyorum. Sitemkar bir bakışın var. Sıcak basıp çıkardığım çoraplarımı çıkarış biçimime gülüyorsun ama çıkardığım yerde bıraktığım için söyleniyorsun.
Her odada bir nesne bana seni anımsatıyor. E bundan daha doğalı yok, burası senin evin. Niye bu kadar dramatik bakıyorum yokluğuna. Miniminnacık, en değersiz nesneler üzerinde bile konuşmuşsun. Ben de onları saklayıp durmuşum. Şimdi oldukları yerden çıkarıp dinliyorum.
Sen benim en zayıf yanımsın, kendimi oyalamak, ilgimi dağıtmak için bir bölüm Nip Tuck izliyorum. Annem geliyor sonra. İçeri girdiğinde söyleniyor, sen şimdi ağlıyorsundur. Ağlamıyorum. Biraz önce ağlamışsın. İlahi Çello.
Ay ne var, ilk gün her zaman zordur ve uzaktan yaşanan aşk yalandır diyorum o kadar. İtiraz etmeyin.
2 Mart 2010 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
8 yorum:
allah kavuştursun ve allah kurtarsın sevgilin olmadan yaşadığın o evin kesavetinden.. =(
sevgili dw, çok dramatik oluyorum biliyorum ama elimde değil cidden. yatçaz kalkçaz'dan birazcık daa var elimde...
ben daha çoook yazı bekliyorum ne yalan söyleyeyim ... uzaktan aşk yalandır! var mı itirazı olan ... yok! konu kapanmıştır ...maestro Çello dinliyoruz o zaman :) tez bitiversin bu yalnızlık bu arada ,,,
D.yi beklemek zorunda olmasam "amma abarttın" derdim, beklemek zor, her yer her şey onunla doluyken çok daha zor..
aman çellolu kedim yat kalk, yat kalk, yat kalk sen de..
desene aylak kedim aç tokun halinden, kedi olmayan başka kedinin derdinden ne anlasın :)
tamam tamam kedi olmayıp kedileri olanlar da anlıyor beni haklarını yemeyeyim..
yat kalk yat kalk .. evet ya haklısın. sözünü dinleyeceğim. sanırım senin işin benden daha zor :(
sevgili gks, teşekkür ederiiim. daha çok yazı talebini dikkate alacağım.
özlem satırlarının altında iğrençleşmeyeyim diyorum ama bak, son yazına yaptığım sümük tehditi bunun için de geçerli! sen yokluğunu değil, dönüşünü düşün. boynuna nasıl atlayacağını, kel tepesini nasıl öpücüklere boğacağını, gelene kadar uzamış bikaç tel saçını hemen banyoya sokup kazıyacağını, yazdırma şimdi orta yere gece janis yatınca odaya çekilip fanfinifinfon... hadi bakem, moral bozmak yok, geliyo bak sümük!
hahahaha... zaten artık geri sayıma başladım gevezem.. sulugözlülüğüm bitti...
kelliği, 1 hafta uzamış ve acilen kazınması gereken saçlar, eeh fanfin... zaten iyice arsızlaştım anlattırma bana burda şimdi.. epiciğinde aklısın beyaa... anam ben sümüğünü bile severim senin...
Yorum Gönder