21 Nisan 2010 Çarşamba

Sakız Sardunyanın güncesi 2


İlk akşam eve gelir gelmez saksım değişti, Çello'nun elleri belli ki çiçek saksısı değiştirmemiş pek, öyle anlaşılıyor, "ay bunu nereden tutsam da toprağa tuttursam" telaşındaki bu ellerin bana zarar vermek istemediğini hareketlerinden anlıyorum, yüreğime sular serpiliyor. Çello hemen hemen her sabah ve her akşam benimle konuşuyor, ilk gün geldi, Leylak Dalı intibak sürenizi merak ediyor, onlara sizleri anlatacağım dedi. Ne yalan söyleyeyim içim doldu, yanımdaki yaygaracı papatyaya sarılasım geldi, o zaten evlere şenlik, zil takıp oynayacak durumda, yeni bir saksı evi var artık, yerini de pek bir sevdi, ha bak bir de zaman zaman kel adam gelip konuşuyor bizimle, yapraklarımızı filan okşuyor, alışmamışım böyle bol bol sevilmeye, duygulanıyorum.

Aa az daha unutuyordum, burada çok ilginç bir yaratık var, adının Pirinç olduğunu ikinci gün öğrendim, Çello sevgiyle bahsediyor kendisinden, kimseler yokken bu Pirinç kedisi çıkıyor masanın üzerine, dayıyor burnunu, beyaz bıyıkları yapraklarımı gıdıklıyor, anlamadığım sesler de çıkarıyor hınzır. Ve evet tahmin ettiğim gibi manzarası pek güzel, gerçi çok katlı binalar da yükseliyor önümde ama şimdilik gözümü tarlalardan ayırmıyorum. Çello ilk gün tuttuğu gibi saksımdan benim, burası tam sana göre, canın hiç sıkılmaz demişti, gerçekten de öyle... Geveze bir Baykuş varmış, haber göndermiş bize, Çello bir yandan bu haberi iletti, bir yandan gülümsedi, eğer imkanım olsaydı ben de gülümserdim, gerçekten ...

1 yorum:

Leylak Dalı dedi ki...

Sardunya Hanım, sizi iyi buldum, maşallahınız var, Çello size güzel bakmış belli, aferin ona. Haberlerinizi bekliyorum, kendinizi geliştirmeye devam edin lütfen. Ha bu arada unutmadan, benim evdeki leylak çok selam söyledi size...