Dün akşam anneme gittim, Sonya kıvrılmış koltuğun köşesine, sırtı rahat ettirme amaçlı yastıklardan birinin altına doğru sokmuş başını, gölge- karanlıkta derin bir uykuda. Bıyıklarının çıktığı yerlerde siyahlıklar var, sanki sürtünmüş de, azıcık kanayıp kabuk bağlamış gibi. Hem bunu gösteririm, hem de parazit tedavisine başlanır düşüncesiyle Emre'yi aradım, "Klinikte misin?" 15 dakika sonra orada olacağını söyledi. Kapattım. Baktım annem kaybolmuş ortalıktan, yatakodasından çıktı geldi, elinde beyaz örtü gibi bişey. "Şimdi sepeti yok ya, kutunun içine koyarız ama kutunun içine koymadan önce de bu bezi yayarız" dedi. Bembeyaz sakız gibi, pembe şeritleri var kumaşın, annem benim altımı onun üzerinde açar bezimi onun üzerinde değiştirirmiş, bebekliğimden bugüne kadar saklaması garip, odaya girip 3-5 dakika içinde bulabilmesi daha da garip. Ben zaten annemin dolabının gizli bir paralel evrene açıldığına inanıyorum. Utanmadan bizden de saklıyor bu durumu, sanki ona dönüp "hani ben 5 yaşındayken bir mont giyerdim, şapkası ponponluydu" desem, "dur getirip göstereyim" diyecek, o derece! Bu kuyu dolap sanki içine aldıkça alıyor annemin, babamın ve benim geçmişimizi. Geçmişteki Giysilerimizi. Öyle olduğuna inanıyorum. Hele bezlerimin değiştirildiği altaç örtüsü de çıktıysa oradan, kimbilir daha neler çıkabilir.
Konumuza dönelim. Kliniğe girdik. Muayene odasındaki masanın üzerine bıraktık Sonya'yı, tartıldı ve tam 920 gram. 1,5 aylık ya var ya yok. Ve asıl bomba! Erkek!
E ben bu durumda erkek bir kediye Sonya adını vermiş durumdayım. Bir önceki postun yazışmalarında dün akşam Justine'e dert yandım, ondan çok şahane bir öneri geldi, isim için şartları çok da zorlamamaktan yana bir tavır sergileyip "Sony" olabilir dedi. Bence iyi fikir.
Bugün çok zor adapte oldum hayata, bedenim yat, kalkma komutları veriyor sürekli. Yatamadım tabi, beynimin içi, terkedilmiş, kimsesiz kalmış arı kovanı gibi.
29 Temmuz 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
11 yorum:
Bak sen Sonya kuzusuna. Ben onu taa buralardan Sonya kızım diye seviyorum. Demek erkekmiş bizim kız.Justin'in öneri gayet kısa ve net. Destekliyorum...
Çellom,
Bak aklıma bir fikir geldi. Şimdi bizim oğlanın adı Sony olursa orada burada Sony diye çağırırken firma olan Sony'nin üst düzey bir yöneticisi bizim oğlanı farkedip aaa adı Sony mi reklam yüzümüz olsun diyecek. Ve annenlere çooook büyük paralar teklif edecek. Oğlumuz çok güzel ya ondan. Neyse işte bu paralar da sizin köyde yaşam hayallerinizi hızla gerçeğe çevirecek. Saçma mı hıhh neden olmasın. Ehh Justine isim annesi, ben de manevi anne olarak bu işten nasipleniriz diye umuyorum.
Bugün, masanın altına saklanmış, sessiz ve kıpırtısız bir deniz misali, var ile yok arasındayken, kocaman gün çıt bile çıkarmazken, yorumlarını okuduktan sonra kocamaan bir kahkaha ile böldüm odayı, dönüp bana baktılar, yaşam belirtim hoşlarına gitti. :)))
Sen çok yaşa Heidi, hep böyle parlak fikirlerin olsun. Çok sevdim ben bu durumu.
Hem ne yalan söyleyeyim interaktif olması acaip hoşuma gitti. Sen elbette manevi annesin, onu gördüğüm ilk andan beri. Canım Jus, çok yapıcı yaklaştı olaya. Akıllıca çözdü bu işi.
Sony'den gelecek olan paralar konusunda elbette haklısın :) Nasiplenmeniz konusunda da sana katılıyorum, hatta büyük payı siz almalıymışsınız gibi bile geliyor, cinsiyet değişti, isim evrildi, kafamdaki kavga bitti.
Yaşasın!
Sonya'dan Sony'ye dönüşü şahane:D Hikayesi olan bi kedi,ne şanslı:)
e yani çello, bunca yıllık kedilisin nasıl farketmedin? ister misin pirinç de erkek çıksın? :)
Çıplak Ayak şapkana bayılıyorum. Bu isim karmaşası böylece son bulur ümidindeyim, belirteyim.:)
Baykuşum hahahaha ay ilahi, yok yok Pirinç tam bir hanımefendi. Emin-im. hımm gidip bi daha baksam mı? ama yok artık :)
Er kişisinde de meme olabileceği bilgisini es geçmişim, hem de baktığım an bana çok da dişi gelmişti yahu, neyse geçelim:P
Son durum nedir şimdi, Sony mi diyoruz?;)
Sevgiler herkese.
A, sanki 'yaylar' toplantısı yapmışız farkında olmadan, hayat ne tuhaf;p
Jus, durum çok karıştı, nasıl açıklayacağımı bilmiyorum.
benim annem yahudi soyundan sanki, gitti bizim kediyi "simon" ile çağırmayı seçti.
Sabah yeğenlerimin face sayfalarında "Simon ve Biz" başlığı altındaki fotoğraflarını gördüm, ismin netleştiğini farkettim, hayır burda sony'den gelecek olan paralar üzerinden hayal kuruyorduk, yazık oldu.
yay iyidir be jus:) haklısın, yay zirvesi olmuş.:)
Yorum Gönder