27 Ağustos 2009 Perşembe

Emir

Çok fazla okuyamıyorum.
Elime aldığım kitaplar tıngır mıngır gidiyor. Ama yine de 13 saniyeden daha fazla zaman ayırıyorum. Hiç olmazsa...

Dün akşam, okuduğum kitabın (Uçurtma Avcısı) başkarakteri Emir'e sinir oldum, öfkelendim, kızdım, "yanıbaşımda olsa keşke şöyle omuzlarından tutup silkelesem kendisini" dedim, derken o kızgınlıkla uykuya daldım. Sabah uyandım baktım kendime şöyle bir, Emir'e hala öfkeliyim. evet Emir'i bir kaşık suda boğabilirim.

7 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne güzel; kitap dediğin de böyle okunur zaten, değil mi: İçine gireceksin, öfkeleneceksin, güleceksin, ağlayacaksın... Nesnel bir bakışla nasıl DİĞER'ine nüfuz edilir ki...

geveze baykuş dedi ki...

ortalamayı yükselteceğiz elbirliğiyle :)

kitap yaşamadan okunmamalı bence. seni bu kadar kızdırdığına göre, anlatımı çok içten olmalı diye tahmin ediyorum. tavsiye addettim, ben de okuyacağım :)

sana keyifli okumalar...

çello çalan kedi dedi ki...

yasin,diğer'ine nüfuz etme edimi çok hoşuma gitti.

Geveze, evet sen de kitabın içinde salınanlardansın değil mi? Kitapların elinden tutsan acaba işine yarar mı şu sancılı günlerde diye de düşünmüyor değilim senin için.. ama bu senin deneyimin.. sana ne iyi geleceğini sen seçeceksin..

cok tuhaf gunluk dedi ki...

sırf emir' i merakımdan okurum ben de, merak ettim ne kızdırmıs seni o kadar!.. =))

geveze baykuş dedi ki...

aklımdaki eşekarıları rahat bıraksa girip salınacağım ama... bu aralar o kadar gürültü var ki. yine de direniyorum, bakalım kim kazanacak :)

SeV@L dedi ki...

Okurken bunları hisseden tek ben değilmişim demek ki :))

Elimde olsa Emir'i çok fena pataklardım. Uçurtma Avcısını okuduktan sonra 3 ay bıraktığım sigaraya tekrar başlamıştım. Sinirden. Üzüntüden. Biraz fazla dalıyorum sanırım okurken kitapların içerisine.

çello çalan kedi dedi ki...

Seval, şaşırmadım :)