6 Ağustos 2009 Perşembe

Pazar

Semt pazarlarını oldum olası sevdim ben. İstanbul'da sokaklara kurulan pazar tezgahlarına alışıktım. Cuma günleri - Fındıkzade'de- pazarın içinden geçmeden evimize girmenin başka bir yolu da yoktu üstelik. Burada sokaklara kurulan semt pazarları yok. Belediye sokaklara tezgah kurulması yerine belli başlı noktalara pazar alanları kurmayı tercih etmiş. Üzeri kapalı olarak inşa edilmiş bu alanlar hem pazarcıları hem alışveriş yapanları da rahat ettiriyor. Çarşamba günleri elimizde pazar arabamız tıngır mıngır alışverişimizi yapıp evimize geliyoruz.

Dün akşam üzeri yine bir alışveriş sonrası eve dönerken evimizin hemen yanında yükselen inşaatın yamacında her nasılsa hayat bulup yaşamaya çalışan ayçiçeğini dikkatlice bir kayanın göbeğinden ayırıp saksıya ektik. Daha önce ayçiçek yetiştirmediğim için o saksıda kaç gün yaşar bilmiyorum, yeşerdiği ortamı düşününce şu an ekildiği saksı, onun için bir nevi tripleks villa gibi olmalı. Hem orada bıraksaydık birkaç gün içinde bir işçinin ayağına dolanacaktı. Yani görmemişin bir balkonu olmuş, ayçiçeği bile ekmiş deme nolur. Bizimkisi temiz hava sarhoşluğu. Hem bak Pirinç'in yanına ne yakıştı.


3 yorum:

geveze baykuş dedi ki...

ayçiçeği halinden memnundur da, pirinççik biraz korkmuş gibi :)

ceviz de böyle büyük çiçeklerden korkardı, kendisi menekşe delisiydi, evde 1 tane bile bırakmadı eşek.

anımız bile var bununla ilgili. annemler tatilde, ben de 4 senedir geçemediğim belalı bi dersin finaline çalışıyorum balkonda. ceviz yanımda oynuyor, arada kalemlerimi falan çalıyor. bi ara masaya zıpladı, baktım ki ağzı yanakları mosmor! hay salak, dedim. kalemi delmiş mürekkebi yemiş! ulen ceviz, hastalanırsın, ne yapsak!? of puf... derken bi baktım, menekşe parçası bunun dişinin kenarına sıkışmııııış! aç değilsin bi şey değilsin, ne diye gidip yedin menekşeleri be yavrum...

pek pisboğazdı rahmetli... hey gidi :)

ayy pardon! konuya dönelim, çok uzadı. balkonun güzel olmuştur şimdi, günebakan baksın dursun güneşin peşinden. ama pirinç'e dikkat :)

çello çalan kedi dedi ki...

hahahaha muhteşem... ya ama olmuyor bunları bir yerde toplamalı ve yazmalısın sonra biz kediseverler karnımızı tutaraktan okumalıyız bence.. geveze baykuş'un kedisel maceralar günlüğü istiyoruz fanı kurarım bak görürsün.

geveze baykuş dedi ki...

:))))))))) yazarım ara ara, o namussuz da kuyruğunun ucundaki ponponunu sallar kedi cennetinden.

link için teşekkür ederim, çok güzel gerçekten. özellikle rapidoyla yapılmış baykuşa bayıldım :)

al bakalım, belki tanıyorsundur ama, görünce aklıma hemen seval'le sen geldiniz.

www.kedikodu.blogspot.com