Akşamüzeri üzerime bir pesimistlik çöküyor, nedensiz bir umutsuzluk yükleniyor yüreğim. Durduk yerde nereden çıkıyor bu atak emaresi sıkıntılar bilmiyorum. Rahat olmaya çalışıyorum. En iyi haber, sevgilim temmuz sonu istanbul'da işlerini tamamlayıp yamacıma geliyor. Kim ne derse desin, ayrılığa o da ben de alışamıyoruz. Ev içinde her bir işi birlikte yapmaktan gelen alışkanlıkları geçtim, nefesini, bakışını, gölgesini özlediğim bir eşim olduğu için sanırım şanslıyım. Zira ev içinde biz üç gölge, üç nefes ve üç ses olarak dolaşıyoruz. Pirinç enteresan bir kedi zaten, tam bir kuyruk bizim için. Alışkanlıklarım yüzünden bazen kendime içten içe kızıyorum. Yazık diyorum ve en güzeli alışmamak. Yapamıyorum.
23 Haziran 2009 Salı
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Sanırım mı? Bence çok sanslısın.
sevginizin hiç eksilmemesini, ilişkinizin hiç yıpranmamasını dilerim. böylesini yakalamak zor...
pirinç arkadaşa ayrıca selamlar :)
Yorum Gönder