İş çıkışına kadar sıradan. Anlatılası bir durum yok. Ama olabilir de, şöyle; işyerinde Arzu'nun bakımını üstlendiği sokak köpeklerinden Zilli hastaydı geçen hafta, barınağın veterineri Abdullah Bey kırmadı bizi, her akşam geldi iğnelerini vurdu, kurtulma yüzdesi çok düşükken, Zilli ilaçlara olumlu tepki verdi, iğneleri bitti, antibiyotiklere geçildi, her sabah ve her akşam ilaçlarını ben veriyorum, Arzu verdiğinde ilaçları yere tükürmeyi başarıyor da ben elimi boğazına kadar soktuğum için ilaçlar cuk diye mideye, bunu her yaptığımda "istese hart diyerek elimi parçalayabileceğini" düşünüyorum, insan olsa ısırır, Zilli gözümün içine bakıyor, onu sinirlendiren şeyler de var elbet, başka bir sahipsiz köpeğin, Kırçıllı Susam'ın yanımıza gelip bize kendini sevdirmeye çalışması, anında hırrrrrrrrrr... Biz elimizi bile uzatamıyoruz Kırçıllı Susam'a, sevip okşamayı aklımızdan bile geçirmiyoruz ki, kendisi sağlıklı şekilde hayata devam edebilsin, yoksa Zilli kendisini parçalayacak kadar sinirli ve haşin ve kıskanç...
Akşam iş çıkışı eve geldim, doooğru banyoya, makineye çamaşırları koyup çalıştırmak için, sonra annem aradı, evden çıkıyoruz demek için, makinede çamaşırlar yıkana dursun ben annemi karadeniz gezisine uğurladım, ne garip! o bugün buradayken yarın sabah bambaşka bir dünyaya uyanacak, yeşil, yemyeşil...
Ben buradan bir kaç yazı okumayı planlıyorum.
Tatlı Rüyalar
24 Haziran 2011 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder